22 Ocak 2012 Pazar

PROPOLİS - BİLİNMEYEN MUCİZE



Propolis Nedir?


Propolis işçi bal arılarının ağaç ve çalılarının yaprak tomurcuğu, gövde yaraları gibi büyüyerek yenilenen kısımlarından topladıkları sarı, yeşil ve kahverengi reçinemsi bir maddedir. Arılar propolisi arka bacaklarında bulunan polen sepetlerinde depo ederler ve koloniye taşırlar. Kovanda balmumu ile karıştırarak, larva yuvalarının cilalanması ve sterilize edilmesi için bal arıları tarafından kovanda kullanılır. Propolisin antibakteriyel ve antifungal etkileri koloniyi hastalıklara karşı korur.
Propolis'in ticari olarak arıcılar tarafından toplaması ise tahta kovan bölmelerinden ya da toplama tuzakları ile olmaktadır. Ham ürün, doğal sağlık ürünlerinde (pastil, tinktür, merhem, içecek, vb. ) balmumu ve diğer malzemelerin uzaklaştırılması ile ikincil bir işleme tabii tutulur.

Propolis kovanı iki şekilde korur. Birincisi, kovanı güçlendirir, ikincisi ise kovanı bakteri ve virüs enfeksiyonlarına karşı korur. Bu özelliklerine ek olarak diğer özellikleri sayesinde propolis yüzyıllardır insanoğlu tarafından kullanılmaktadır.

Son günlerde, gribal enfeksiyonlardan korunmada üzerinde en çok durulan doğal maddelerden birisi de propolistir. Arılar tarafından üretilen ve doğal bir reçine olan propolisi arılar, temel olarak kovanlarının inşaasında ve onarımında kullanmaktadırlar. Ülkemizde farklı isimlerle de bilinen propolis geçmişteki medeniyetler tarafından da sağlık ve sağlık dışı çeşitli amaçlarla yaygın olarak kullanılmıştır.
Sağlıkla ilgili olarak bir çok özelliğinden bahsedilmekle birlikte özellikle soğuk algınlığı ile ilgili etkileri bugünlerde ticari olarak ön plana çıkarılmaktadır.
Yapılan bazı bilimsel çalışmalarda, propolisin virüsler tarafından neden olunan soğuk algınlığı olgularında etkili olduğu ortaya konmuştur. Yine bazı çalışmalarda propolis burun spreylerinin, çocuklarda burun akıntısı, burunda tıkanıklık ve yüksek ateşle seyreden burun ve boğaz enfeksiyonlarında faydalı olabileceği gösterilmiştir.
Konuyla ilgili olarak yapılan en kapsamlı araştırma İsrailli bilim adamları tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırmada; 1-5 yaş arasındaki 430 çocuktan 215 ine kış döneminde 12 hafta süreyle, hergün ekinezya + propolis + vitamin C karışımı verilmiş diğer 215 çocuğa ilaç içermeyen sıvı verilmiştir. Çalışma sonucunda ekinezya + propolis + vitamin C karışımı verilen çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu görülme sıklığında %55 azalma, üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanma sayısında %50 azalma ve enfeksiyona bağlı yüksek ateşin devam etme süresinde %62 azalma tespit edilmiştir. Hasta olarak istirahat edilen gün sayısında da önemli derecede azalma gözlenmiştir. Bu karışımın uygulandığı çocuklarda az sayıda ve hafif düzeyde, geçici yan etkilere rastlanmıştır [Kaynak 1].
Japonya'da yapılan bir çalışmada; grip virüsü ile hasta yapılan farelere 7 gün süresince günde 3 kez 10mg/kg propolis verilmiş ve farelerde gribe bağlı kilo kaybının ve diğer grip belirtilerinin hafiflediği ve akciğerlerdeki virüs miktarının azaldığı gözlenmiştir [Kaynak 2]. Ancak bu etkiler incelenen 13 propolis ürününün tamamında değil bazılarında tespit edilmiştir.
İtalyan araştırmacılar tarafından yapılan diğer bir çalışmada da propolis çeşitli mikroorganizmalara karşı test edilmiş ve solunum yolu enfeksiyonu yapan mikroplara karşı önemli derecede etkili olduğu saptanıştır. Ancak bu çalışma da insan veya hayvanlarda değil, doğrudan mikroorganizmalar üzerinde yapılan bir çalışmadır [Kaynak 3].
Bulgar araştırmacıların yaptığı bir çalışmada da incelenen tüm propolis ürünlerinin gram (+) bakteri ve mantarlara karşı son derece etkili olduğu ve bir çok propolis ürününün virüslere karşı da etkinlik gösterdiği saptanmıştır. Araştırmada sıcak bölgelerden ziyade, özellikle ılıman bölgelerden elde edilen propolisin daha etkili olduğu gözlenmiştir [Kaynak 4].
Yine Bulgar araştırmacılar tarafından yapılan diğer bir çalışmada propolisin içinde bulunan isopentyl ferulate isimli maddenin influenza A virüsüne karşı son derece etkili olduğu gösterilmiştir [Kaynak 5].
Propolisin bağışıklık sistemini aktive ettiğine yönelik olarak da çeşitli araştırmalar bulunmaktadır.
Ancak tüm bu araştırma sonuçlarına rağmen propolisin grip durumunda etkili olduğunu veya gribe karşı koruyucu olduğunu kesin olarak ortaya koyacak klinik kontrollü çalışmalar bulunmamakta ve "propolis gribe karşı koruma sağlar" denilememektedir.
Uyarılar
1. Piyasada satışa sunulan propolis ürünlerinin hemen hepsinin üretiminde etil alkol kullanıldığından çocuklarda ve hamilelerde kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.
2. Propolis duyarlı kişilerde alerjik etki gösterebilir.
3. Bugüne kadar propolis kaynaklı zehirlenme veya toksik etki bildirilmemiştir. Ancak ağız yoluyla (çiğnenerek, eliksiri içilerek) alındığında ağız içi bölgelerde tahriş yapabilir.
4. Yukarıdaki araştırmalara dikkat edildiğinde incelenen propolis ürünlerinin hepsinde değil, araştırma kapsamındaki bazı ürünlerde etki saptanmıştır.
Kaynaklar:
[1] Effectiveness of an herbal preparation containing echinacea, propolis, and vitamin C in preventing respiratory tract infections in children: a randomized, double-blind, placebo-controlled, multicenter study.
Cohen HA, Varsano I, Kahan E, Sarrell EM, Uziel Y.
Arch Pediatr Adolesc Med. 2004 Mar;158(3):217-21.
[2] Anti-influenza virus activity of propolis in vitro and its efficacy against influenza infection in mice.
Shimizu T, Hino A, Tsutsumi A, Park YK, Watanabe W, Kurokawa M.
Antivir Chem Chemother. 2008;19(1):7-13.
[3] In vitro antimicrobial activity of a novel propolis formulation (Actichelated propolis).
Drago L, De Vecchi E, Nicola L, Gismondo MR.
J Appl Microbiol. 2007;103(5):1914-21.
[4] Antibacterial, antifungal and antiviral activity of propolis of different geographic origin.
Kujumgiev A, Tsvetkova I, Serkedjieva Y, Bankova V, Christov R, Popov S.
J Ethnopharmacol. 1999 Mar;64(3):235-40.
[5] Anti-influenza virus effect of some propolis constituents and their analogues (esters of substituted cinnamic acids).
Serkedjieva J, Manolova N, Bankova V.
J Nat Prod. 1992 Mar;55(3):294-302.

15 Ocak 2012 Pazar

İçinde Bal Olmayan Bal Nasıl Yapılıyor?


Fruktoza aroma ekleyip ’bal’ gibi satıyorlar...

TÜRKİYE’de 500 işletmenin faaliyet gösterdiği 300 milyon dolarlık bal sektöründe, hiç bal içermemesine rağmen, glikoz, fruktoz gibi şeker türevlerine aromatik maddeler eklenerek üretilen şuruplar, bal diye pazarlanıyor. Bu şurupların satışını, herşey dahil sisteminde faaliyet gösteren turistik işletmeler ve ucuzluk marketleri körüklüyor.

TOPLAM 30 milyar dolarlık tarımsal üretimden 50 bin tonla ancak 300 milyon dolarlık pay alabilen balcılar, ’Alkolsüz İçecekler Tebliği’ne dayanılarak üretilen ballı şuruplarla rekabette zorlanıyor. 500 işletmenin faaliyet gösterdiği sektörde, hiç bal içermemesine rağmen bal diye pazarlanan bu şurupların satışını herşey dahil sisteminde faaliyet gösteren turistik işletmeler ve ucuzluk marketleri körüklüyor. Glikoz ve fruktoz gibi şeker türevlerine aromatik maddeler eklenerek üretilen ballı şuruplarda arıların hiç bir fonksiyonu bulunmuyor. Ancak, balın 3’te 1 fiyatına satılması, şurupları cazip hale getiriyor. Bu ürünlerin kilogramı 4 TL’ye satılırken, balın kavanoz fiyatı 12 TL’yi buluyor.

Hileli ürünle rekabet zor

Bal Parakendecileri, İhracatçıları ve Sanayicileri Derneği (BALDER) Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsfendiyar Üzümcü, 500 işletmecinin faaliyet gösterdiği sektörün, hileli ürünlerle rekabet etmekte zorlanıldığına dikkat çekerek, "Alkolsüz İçecekler Tebliği ile uygulamadaki Bal Tebliği birbiriyle çelişiyor. Bal Tebliği’ne göre, piyasaya sürülen ballara herhangi maddenin katılmaması gerekiyor. Oysa, arıların hiç bir fonksiyonu olmadığı halde sadece gilikoz, fruktoz gibi şeker türevlerine bal aromaları eklenerek, şuruplar üretiliyor. Bu şuruplar da bal gibi satılıyor" dedi.

Bir kamyon arı gerekiyor

Türkiye’de arıcılık sektöründe verimin çok düşük seviyelerde kaldığına da dikkat çeken Üzümcü, şöyle konuştu:
"Verimlilikte ancak, dünya ortalamalarının 3’te 1’ini karşılayabiliyoruz. Dünyada kovan başına 50 kilogram bal alınırken, bu Türkiye’de 17 kilogram seviyelerinde kalıyor. Verimin düşük olması, üreticilerin maliyetleri karşılamalarını da zorluyor. Bu maliyet artışında gezgin arıcılığın Türkiye’de yaygın olması, önemli rol oynuyor. Bal üreticilerin maliyetlerini karşılayabilmeleri için en az bir kamyon arılarının olması gerekiyor. Bu da arıcı başına 300 kovan anlamına geliyor. Sektörün kárlılığı yakalayabilmesi için ilk başta küçük çaplı arıcıların birleşmesi gerekiyor" dedi.

Petekli ballarda ’zirai ilaç kalıntısı’ şüphesi

Aşırı rekabetin yaşandığı arıcılık ve bal sektöründe, firmalar bir yandan birbirleriyle rekabet ederken, diğer yandan da haksız rekabetle mücadele etmek zorunda kalıyor.

Şurup olarak adlandırılan baldaki hile, petekli ballarda da gözleniyor. Peteğin altına ballı şuruplar konuluyor. Üzerine ise süzme bal eklenip, gerçek balmış gibi piyasaya sürülüyor.

Firmalar, bal alırken, süzme bal tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Petekli baldan kaçınılması öneriliyor. Bu da, peteklerde zirai ilaç kalıntılarının kalmasından kaynaklanıyor.

Sağlık açısından risk oluşturan bu ilaç kalıntıları, petekle birlikte sofralara giriyor.

Süzme bal ise kalıntı kontrolünden geçirilip, şeker profili çıkarıldıktan ve tat, doku, enzim kontrolleri yapıldıktan sonra ambalajlanıyor.

Erkan ÇELEBİ / Hürriyet
 ecelebi@hurriyet.com.tr



14 Ocak 2012 Cumartesi

Bal değil glikozmuş


Bal değil glikozmuş

TV'lerdeki bal reklamlarının altından glikoz oyunu çıktı. Piyasadan 4 kat ucuza gerçek bal sattığını iddia eden uyanıklar, Hıfzıssıhha'nın laboratuvarına takıldı. Balın içinde yapay tatlandırıcı bulundu
Son günlerde televizyon ekranları ve radyolara reklam veren bazı bal firmalarının sahtecilik oyununu SABAH ortaya çıkardı. Doğrudan satış yöntemini kullanan firmalar, reklamlarında organik ve karakovan olarak bilinen bazı özel bal çeşitlerini piyasadaki fiyatından 4 kat daha ucuza satıyor. Reklamlarda balın faydaları sıralanıyor ve birçok hastalığa iyi geldiğinden bahsediliyor. Kamuoyunun gündemine oturan binlerce kişinin satın aldığı balların gerçek olup olmadığını test ettik. Bu satışlara öncülük eden firmadan kilogramı 95 liradan bal aldık. Satış yapan tezgâhtar balın Siirt Pervari yöresinin ürünü ve yüzde 100 doğalolduğunu söyledi. Aldığımız balı Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı İstanbul Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü'nde analiz ettirdik. Türk Gıda Kodeksi 2005/49 sayılı Bal Tebliği'ne göre, balın tam analizi yapıldı. Bal, rengi, görünüşü, tat ve kokusu, rutubet miktarı, asitlik, sentetik boya, kül miktarı, polen, ticari glikoz, glikoz/fruktoz miktarı gibi parametreler açısından incelendi. Yapılan inceleme sonucunda, yüzde 100 organik olduğu belirtilerek satın aldığımız balda ticari glikoz tespit edildi. Ayrıca, mevzuata göre, 0.9-1.4 oranında olması gereken glikoz/fruktoz miktarı ise 1.52 çıktı.

KATKI VARSA SAHTEDİR
İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, balda ticari glikozun olmaması gerektiğini söyledi. Boyacıoğlu, "Balda ticari glikoz olması balın hileli olduğu anlamına geliyor" diye konuştu. Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sibel Silici de glikozun balın yapay olduğunu gösterdiğini belirtti.

DOWN SENDROMUNA BİLE İYİ GELİR DİYORLAR Hacettepe Üniversitesi Arı Ürünleri Ar-Ge Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kadriye Sorkun, glikoz/ fruktoz oranın 1.4'ten yukarı olmaması gerektiğini belirterek, "0.9 ile 1.4 arasında normal kabul ediliyor. Ama onun üstündeki değerler normal kabul edilmiyor. Bu, doğal bal değil. Fruktoz nedeniyle sağlık bozucu bir şey. Bunların engellenmesi lazım. Bal, 'down sendromuna bile iyi gelir' diyen insanlar çıkıyor" dedi.

7 Ocak 2012 Cumartesi

BAL VE TARÇIN

BAL VE TARÇIN

Bal ve Tarçın karışımının birçok hastalıklara iyi geldiği saptanmıştır.
Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal,asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır. Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir. Bal hertürlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir.
Bugünün tıp ilmi,balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir.
Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 OCAK 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.

ARTRİT

Bir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.
Artritli hastalar,bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah ,akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler. Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada ;kahvaltıdan önce Bir yemek kaşığı Bal ve ½ çay kaşığı toz Tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemiyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Hergün kullanılan Bal ve Tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur. Araştırmacılara göre Bal,birçok Vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, Akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslarla savaşan,korpuskülleri de kuvvetlendirir.

DİŞ AĞRISI

Bir kaşık toz Tarçın ve 5 tatlı kaşığı Bal karışımı ağrıyan dişe tatbil edilir.
Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.

HAZIMSIZLIK & GRİP

Toz Tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI

İki kaşık toz Tarçın,bir tatlı kaşığı Bal, ılık su içerisinde eritilip içilir.
İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.

KANSER

Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada ,mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık Tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.

KALP HASTALIKLARI

Bal ve Tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır. Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.

KISIRLIK

Eski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır.
Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir. Çin,Japon ve uzakdoğu ülkelerinde ,gebe kalamıyan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlar. Gebe kalamıyan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çığnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır. Amerika Meryland’da evli bir çiftin 14 yıldır çocuğu olmamış ve ümitlerini de kaybetmişlerdir.Bu uygulamalar kendilerine anlatılmış ve yukarıda belirtilen kürün uygulamasına başlandıktan birkaç ay sonra ikiz çocuklarının olacağı tesbit edilmiştir.

KOLESTEROL

İki kaşık Bal, Üç tatlı kaşığı Toz Tarçın,450 gr.demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir. Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.

MİDE AĞRILARI

Bal ve Tarçın kürlerinin ,mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır. GAZ : Hindistan ve Japonyada yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.

SAÇ DÖKÜLMESİ

Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilacesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve taklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.
5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.

SİVİLCELER VE DERİ

3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür.Sabahleyin ılık su ile yıkanır. Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.
Egzama,mantar ve diğer deri infeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.

SOĞUK ALGINLIĞI

Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz Tarçın günde üç defa yenir.
Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.

YAŞLILIK

Bal ve Tarçınla hazırlanan çay,düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler. 4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın , 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri,taze ve yumşak tutar, yıpranmasını durdurur.

YORGUNLUK

Araştırmayı yapan Dr.MİLTON, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.

ZAYIFLAMA

Bir bardak su içerisine eşit miktarda Bal ve Tarçın konup kaynatılır.Hergün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir. Düzenli uygulanırsa kilo verilir. Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde ,yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.